Ceza Sahası
Betforum Üyesi
Yönetici
MODERATÖR
- Credits
- 23,774
CITY İÇİN SON ŞANS
Kimse UEFA'nın Finansal Fair-Play kurallarını ihlal edip regülatörleri sistematik bir şekilde aldattığı gerekçesiyle Manchester City'ye men cezası vermesini beklemiyordu.
Bu ceza bir de tam 2 yıl olunca herkes dondu kaldı.
Avrupa futbolunun patronu, sonunda otoritesinin küçümsenmiş olmasından bıkmış olacak ki İngiltere şampiyonunu tüm kıta için bir ibret vakası haline getirdi.
Cezanın açıklanmasından kısa süre önce "Manchester City ile Şampiyonlar Ligi'ni kazanamazsam kovulabilirim" diyen Pep Guardiola için artık sadece bir şans kaldı.
Katalan teknik adamın sözleşme bitiş tarihi olan 2021'den sonra takımın başında olması beklenmiyor. City son 16 turunda bu turnuvayı en çok kazanan takım olan Real Madrid'le oynayacak. Premier Lig'de bu sezon şampiyonluğu Liverpool'a kaptıran City için Şampiyonlar Ligi'ni kazanmak sadece sezonu kurtarmak değil aynı zamanda kendisine bu büyük cezayı veren UEFA'ya bir mesaj göndermek anlamını da taşıyor.
Pep ve öğrencilerinin her zamankinden daha hırslı olacakları bir eleme dönemi bizi bekliyor.
LIVERPOOL'UN ÖNÜNDEKİ TARİHİ FIRSAT
İş artık çığrından çıkmaya başladı.
İngiltere'de 30 yıldır şampiyonluk hasreti çeken Liverpool adeta bunun acısını çıkarıyor. 26 maçta 25 galibiyet ve 1 beraberlik alan Liverpool, pazartesi günü West Ham'ı yenmesi halinde galibiyet serisini 18'e çıkaracak ve Manchester City'nin tarihi rekorunu egale edecek.
Ligde 43 maçtır kaybetmeyen ve Arsenal'in 49 maçlık yenilmezlik serisini kovalayan Kırmızılar, Topçular'ın 'Yenilmezler' sezonunu ve Manchester United'ın 1999'daki üç kupalık sezonunu gölgede bırakacak bir başarı için Şampiyonlar Ligi'ne odaklanmak zorunda.
Jürgen Klopp'un ekibi ligi yenilmez bitirir ve UEFA Şampiyonlar Ligi'ni üst üste ikinci kez kazanırsa, FA Cup'ı alamasa bile hem Arsenal hem de United'ın efsanevi sezonlarını geride bırakmış olacak.
Liverpool için bir Şampiyonlar Ligi zaferi daha demek, aynı zamanda, turnuvadaki 7. şampiyonlukla birlikte Milan'ı yakalayarak ikinci sıraya yerleşmek demek.
Sezon başında Liverpool taraftarına "Şampiyonlar Ligi'ni alamayacaksınız ama Premier Lig sizin olacak" deseniz her biri tereddütsüz kabul ederdi fakat lig şampiyonluğunun kısa sürede cebe konulması ve geçirilen olağan dışı sezon, gözlerin yeniden UEFA Şampiyonlar Ligi'ne dikilmesini sağladı.
Kazanmak Liverpool için bir bağımlılık haline geldi ve Merseyside'lıların gözüne Şampiyonlar Ligi her zamankinden daha da çekici geliyor.
DÖRDÜNCÜ DEĞİŞİKLİK HAKKI
Futbol fazla geleneksel bir spor ve köklü değişiklikleri görme şansımız pek olmuyor. Fakat son zamanlarda oyunun geliştirilmesi için bir efor sarf edildiği de bir gerçek.
Her ne kadar herkesin favorisi olmasa da VAR, geri pas kuralının ortaya konmasından bu yana futbolun gördüğü en büyük değişimdi. UEFA da kendi turnuvalarında bazı mevzuat değişikliklerine kapısını açık bırakmaya başladı.
2019-20 Şampiyonlar Ligi sezonundaki eleme turlarındaki rövanş maçları uzatmalara giderse, takımların bir değişiklik hakları daha olacak. Yani son 16 turundan itibaren 120 dakikaya giden bir maçta bir ekip toplamda 4 değişiklik yapma şansına sahip.
Buna ek olarak tıpkı 2019 finalinde olduğu gibi 2020'deki final maçında da takımlar yedek kulübesinde 12 futbolcu bulundurabilecekler.
MESSI'NİN ÜZERİNDEKİ BASKI BÜYÜK
Barcelona kendisini imha etme yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Pep Guardiola ayrıldıktan bu yana teknik direktör konusunda herhangi bir istikrar tutturamayan Katalan ekibinin yönetimi Lionel Messi'yi küstürdü küstürecek.
Takımın sportif direktörlüğünü yapan Eric Abidal'in futbolcuları hedef gösteren açıklamalarından sonra Messi, daha önce hiç yapmadığı bir eylemle, Abidal'e sosyal medya üzerinden yanıt verdi ve halihazırda zaten bir yangının içerisinde olan Barcelona sezonunun faciaya savruluşu iyiden iyiye hızlandı.
Messi'nin sınırları aşan katkıları ve bunu eşsiz bir istikrar ile yapması Barcelona'yı La Liga'da çok uzun süredir mutlu sona ulaştırıyor ama Şampiyonlar Ligi'nde arzulanan başarı 2015'ten bu yana gelmiyor. Son iki sezonda üç farklı avantajlardan verilen turlar kulüpte bir PTSD oluşturmuş vaziyette ve herkesin tek umudu Messi'nin insanüstü bir eforla kulübe çok özlediği dev kulaklı kupayı getirmesi.
Sözleşmesinde oyuncu opsiyonu olduğu söylenen ve yaz döneminde takımdan ayrılabileceği konuşulan Arjantinli süper yıldız, Napoli eşleşmesiyle birlikte bu sezon bir kez daha takımını bu turnuvada tek başına sırtlamaya çalışacak. Arjantin Milli Takımı'nda yaşadığı baskıya Barcelona baskısı da eklenen Leo bunun altından kalkabilecek mi, göreceğiz.
RONALDO'NUN UZMANLAŞTIĞI TURLAR
Juventus Cristiano Ronaldo'yu Real Madrid'den transfer ettiğinde aklında sadece bir hedef vardı: UEFA Şampiyonlar Ligi'nde şampiyon olmak.
Finallerin kaybedeni olma konusundaki makus talihini kırmak isteyen İtalyan devi, Ronaldo'nun ilk sezonunda bu hedefe ulaşamadı. Bu sezon hikayenin farklı bir sonla bitmesine muhtaçlar.
Turnuva tarihinin en golcü oyuncusu olan (128 gol) Ronaldo bu gollerin önemli bir kısmını eleme turlarında attı. İşler ciddiye bindikten sonra performansını bir üst seviyeye çıkaran Portekizli yıldız Devler Ligi'nin eleme turlarında 65 gol attı ve bu alanda ona yaklaşabilen bir isim yok (Messi'nin eleme turlarında attığı gol sayısı 46).
Ronaldo'nun bu çarpıcı istatistiği Torino ekibinin en büyük umudu olacak.
GÖNÜLLERİN TAKIMI ATALANTA
UEFA Şampiyonlar Ligi'nde takımların kalitesi artıyor olsa da konu şampiyonluğa geldiği zaman olağan şüphelilerden başkasını aday olarak telaffuz etmek bile zorlaşıyor.
Süper kulüpler ile diğerleri arasında her geçen gün daha da açılan bir makas var. 2000'li yıllarda sürpriz olarak nitelendirilebilecek tek şampiyonluğu 2004'te finalde Monaco'yu yenen Jose Mourinho'nun Porto'su kazandı. Sonrasında kupayı kazanan takımlar Liverpool, Barcelona, Milan, Manchester United, Inter, Chelsea, Bayern Münih, Real Madrid. 25 yılda sadece 8 takım.
Hâl böyleyken Atalanta gibi türünün son örneği takımların bu turnuvada başarılı olmalarının önemi bir tık daha artıyor. İtalyan ekibi bu sezon bu turnuvada siftah yapan tek kulüptü. RB Leipzig ile birlikte de eleme turlarında ilk kez yer alacak iki kulüpten biri onlar.
Serie A'nın son yıllarda hücuma dönük maçlarıyla tanınır hale gelmesinde payı büyük olan Atalanta'yı desteklemek tüm tarafsızların ödevi olmalı.
DEPLASMAN GOLÜNÜN GÜNLERİ SAYILI
Yıllar ilerledikçe deplasman golü kuralına muhalif kişilerin sayısı artıyor. Bunların arasında çok ünlü teknik direktörler de var.
Arsene Wenger 2015 yılında bu kuralın 1960'lı yıllarda takımların daha çok hücum etmesini teşvik etmek amacıyla yaratıldığını ve artık eskidiğini savundu. Atletico Madrid'i çalıştıran Diego Simeone de özellikle ikinci maçı evinde oynayan takımların dezavantajlı olduğunu, kuralın uzatmalarda da geçerli olması nedeniyle deplasman ekibine haksız bir avantaj sağlandığını düşünüyor.
Haklılar. Artık deplasmanlarda gol atmak ya da hücum futbolu oynamak eskisi kadar zor veya beklenmeyen bir durum değil. Durum böyleyken tarihi geçmiş bir kuralı sürdürmenin manası yok.
UEFA da bu şikayetlere kulak veriyor. 2018 yılında Almanya'nın güvenilir kaynaklarından Kicker, kurumun futbol insanlarıyla görüştüğünü ve bu kuralı yakında kaldırmayı planladığını iddia etti.
Deplasman golü kuralı bu sezon da geçerli olmaya devam edecek. Bu kuralı sevenler tadını çıkarsınlar çünkü son demlerini yaşıyor.
PSG YA ŞİMDİ YA ASLA
Tıpkı Manchester City gibi Paris Saint-Germain de harcanan onca paraya rağmen Şampiyonlar Ligi'nde arzuladığı başarıya ulaşamadı.
Muhtemelen son şanslarını bu sezon kullanacaklar.
Neymar projesinin sonuna geliniyor. Brezilyalı yıldız takımdan ayrılmak istediğini gizlemiyor ve Barcelona bu yaz eski oyuncusu için bir hamle daha yapacak. Diğer yandan Kylian Mbappe'nin adı Real Madrid ve Liverpool gibi devlerle anılıyor. Genç yıldızlarını birkaç yıl daha takımda tutmaları çok zor görünüyor.
Son 16 turunda Borussia Dortmund gibi kaliteli bir hücum takımıyla oynayacaklar. PSG bu turdan itibaren dominant performanslarla rüştünü ispatlamak zorunda.
2018-19 sezonunda yaşanan Manchester United faciası gibi senaryolar tekrarlanırsa bunu telafi edecek süreleri yok.
ŞAMPİYONUN KİM OLACAĞI TÜRKİYE İÇİN ÖNEMLİ
Türk takımlarının son iki sezondur Avrupa'da beklentilerin altında kalması ülke puanını vurmuş durumda.
Türkiye an itibarıyla UEFA sıralamasında 11. sıraya düştü ve bu durumda ülke şampiyonunun Şampiyonlar Ligi'ne ön eleme turu oynayarak gitmesi gerekiyor.
Bu tatsız durumun yaşanmaması için başkalarına bel bağlamak zorundayız.
UEFA'nın 2018-19 sezonundan itibaren uygulamaya koyduğu yeni mevzuat gereğince sıralamadaki ilk dört ülkenin (şu durumda İspanya, İngiltere, Almanya, İtalya) liglerinde ilk dört sırayı alan takımlar grup aşamasına direkt katılıyorlar ve eğer Şampiyonlar Ligi'ni kazanan takım kendi ligindeki derecesinden de katılım bileti alıyorsa, direkt katılım hakkı UEFA sıralamasındaki 11. ülkenin şampiyonuna gidiyor.
Sıralamamız değişmezse, Devler Ligi'ni kazanan takımın kendi liginde de turnuva bileti alması Süper Lig şampiyonu için çok önemli olabilir.
İSTANBUL FİNALİSTLERİ BEKLİYOR
2005'te Atatürk Olimpiyat Stadı'nda oynanan UEFA Şampiyonlar Ligi finali, belki de, turnuva tarihinin en iyi finaliydi. En azından Liverpool taraftarının bunun aksini söylemesi güç.
Milan'ın ilk yarısını 3-0 önde tamamladığı, Liverpool'un ikinci yarıdaki geri dönüşüyle normal süresini 3-3 bitirdiği ve penaltı atışlarında mutlu sona ulaştığı maç, İstanbul'un ilk defa düzenlediği bir UEFA organizasyonunda unutulmaz bir konuma sahip olmasına sebep oldu.
Ağustos ayında UEFA Süper Kupa maçına Vodafone Park'la ev sahipliği yapan şehir, mayıs ayında tarihinde ikinci kez Şampiyonlar Ligi finali organize edecek.
UEFA, EURO 2020'nin düzenleneceği şehirlerin Şampiyonlar Ligi finaline ev sahipliği yapmasına izin vermeyince bu maç için geriye iki adet başvuru kaldı: Portekiz'den Estadio da Luz ve Türkiye'den Atatürk Olimpiyat Stadı. Kazanan İstanbul oldu.
Türk futbolseverlerin haklı gerekçelerle pek sıcak bakmadığı bir stadyum olsa da, 2005'teki büyülü gecenin bir kez daha yaşanmaması için hiçbir neden yok.
Finale yükselen taraf bir kez daha Liverpool olursa, rakibine şimdiden kolaylıklar dilemek gerek.
